Düşlemsel Boyut

Kişisel Aktarımlar

Salı, Kasım 28, 2006

Sorular

Gönderen Özgür Saraçoğlu



Yüzümdeki solgunluk her zamanki hüznüm müydü
Yoksa avutulmuş bir andan kalıntılar mıydı?

Bedenimde yer edinen yokluğunu atabilir miydim kendimden?
Algılayabilir miydim varlığını,
Cigaramın parmak arasına sinmiş kokusu gibi?

Buğulu cama yazılan adının kaybolması gibi
Kaybolabilir miydin benden?

Kimsesiz geçen gecenin düşlemsel boyutuna geçtiğimde
Avunabilir miydim hayallerle?

Kim daha önce ayrıldı ana yoldan?
Kim daha çok yalanlar tükürdü yüzüne?

Sevilmeyi mi beceremedim yoksa sevmeyimi?
Anlık tebessümlerimi yitirmiş miydim
Yoksa daha çok var mıydı zulamda?

Burada her şey bilmediğin gibi oluyordu.
Ve avazımın çıktığı kadar susup, kulaklarımı sağır ediyordum.
Ama sen duymuyordun
Elimde kalan her şeyi atıyordum
Yitip giden benliğimi gecenin bi vaktinde sokağa bırakmam gibi
Sokak uyuyordu
Ve ben artık ölebilirdim...



27 kasım2006__02:30



Salı, Kasım 14, 2006

Belki de

Gönderen Özgür Saraçoğlu



Artık yaşıyor taklidi yapmıyorum.
Mutluluklardan keyif almasını bilemiyorum.
Belki de amaçsız yaşamımın farkındalığı gözlerimin önünden geçip gidiyor.
Damarlarımda dolaşan yalnızlık duygusu beni vahşi bir hayvan gibi kemiriyor.
Şırıngayla çekip savuruyorum boşluğa...
Belki de birinin kanına geçmesini istiyorum, belki de birinin kanında kaybolmak
İçime çekiyorum sonsuzluğun dumanını
Belki de sonsuz olmak istiyorum ya da hiç var olmamak
Varoluşumu sorguluyorum
Elde ettiğim günahları veriyorum küçük çocuklara
Alın, hepinize benden birer armağan
Anlamını kaybederken gülüyorum onlara uzaktan bakarak
Belki de anlam kazanmalarını istemiyorum bende.


Şimdi herşey daha silik ve daha anlamsız
Kendime yalanlar söylüyorum sadece ve ironik sevinçler yaşıyorum
Kapatıyorum defterimi artık karalamalar yapmıyorum
Ele almıyorum hiç bir konuyu
Derinliğinde kaybolmuyorum senin.
Yüzeysel geçişler yaşamanın artık sıradanlaştığı günler yaşıyorum
Ve bir sokak fahişesi gibi atıyorum düşüncelerimi yollara
Birinin bedeninde kendisini bulmasını istiyorum
Ve mutluluklar yaşatmasını istiyorum
Yine yalnız kalmasını ve terkedilmesini...


Artık dudağımdaki sözler daha saldırgan ve daha kindar
Kaybolup giderken boşlukta tutunamıyorum
Belki de intihar ediyorum...



13 kasım 2006

Pazar, Ekim 22, 2006

Karalamalar -3

Gönderen Özgür Saraçoğlu



Hayat anlamsız çoğu zaman,
Soğuk ve ürpertici...

Yaşamın kıyısında soluk alırken,
Sonsuz yaşama dair aklımdan kesintiler geçiyor,
Ve bunları defediyorum,
Ölümü düşünüyorum,
Ve uçuyorum...
Sonsuzluğa dair ve yarım kalan hayallerle...

Bir daha arkama bakmıyorum...


22 eylül 2006

Cumartesi, Ekim 14, 2006

Karalamalar -2

Gönderen Özgür Saraçoğlu



Lanetler yağdırıyorum kendime..
Umutsuzluktan yorgun düşmüş bedenimi diriltmeye çalışıyorum.
Her defasında yaptığım hatalarla yüzleşiyorum
Ve biliyorum yüzümün de yorulduğunu...

haziran 2006



Cuma, Ekim 06, 2006

Karalamalar -1

Gönderen Özgür Saraçoğlu



Geçen zaman ve bitmek bilmeyen karmaşa...
Evet, bazen sığınacak birini arıyorum,
Ve binlerce isyan ediyorum...
Uzaklardaki yaşamları düşünüyorum,
Olumsuzlukları, adaletsizliği,
Neden niçin soruları altında boğulurken,
Yağmur damlaları düşüyor üzerime ,
Kendime sığınıyorum...


Her izdüşümünde,
Gölgemi görüyorum...



24 eylül 2006

Cuma, Temmuz 28, 2006

Zaman

Gönderen Özgür Saraçoğlu



Zaman,
Kayıp gidiyor düşüncelerimden yine her zamanki gibi an' a inat,
Belki de herşey basit bir şiir denemesinden ibaret...
Ama elde tutmak için an' ı zamanda bölünmek lazım ,
Yine an her zamanki asilliğiyle kayboluyor ve
Ben peşinde ...
Ele aldığım her anı yaşamak istiyorum,

Derinliğine,
Ama
Alışmak istemiyorum ona .
Beni terkedeceğinden emin adımlarla uzanıyorum gölgesine,
Ve sonra dalıyorum hayatımın akışına,
Derinlere,
En derinlere...
Boğulmuyorum,
Ama boğuluyorum...



temmuz 2006

Salı, Temmuz 25, 2006

İç yolculuk

Gönderen Özgür Saraçoğlu



Yorgunum,
Issız benliğimden bir iç yolculuğa çıkıyorum...
Kaybolmak isterken herhangi bir sapakta,
Keskin bir virajı dönerken yüzleşiyorum hayatla.
Yine soluk yüzümle takıyorum maskemi

Hayat denilen bu lanet yerde.
Her yolculukta olduğu gibi savaşıyorum kendimle,

Galip gelmek isterken yenik düşüyorum kimi zaman,
Ve daha çok düşünüyorum varoluşları,
Her ne kadar var olmasamda...





temmuz 2006

Çöküş

Gönderen Özgür Saraçoğlu



Hayat! İnişli çıkışlı zamanlarının olduğunu biliyorum,
Ve ben belki de en derininde yer alıyorum şu an ,
Ve belki de derinleşecek çukurlar açıyorum kendime.
Ama sıfırdan başlamak gerekiyor bazen,

silbaştan,
yine de dinliyorum şarkımı,

'sabret güzelim sabret, biter elbet bu yağmur sabret..."
.










haziran 2006

Ayrılık

Gönderen Özgür Saraçoğlu



Zifiri karanlık
ve dışarının boğucu uğultusu,
kulak kıvrımlarından beynime ulaşıyor.

Ve anlamlandırmaya çalışıyorum anlamsız sedaları,
her zaman yaptığım tanımlama çalışmasını ,
Ve yitip gidiyor benden kavramlarım

ani ve derinden...
Tıpkı canlıların zamansız yitip gitmesi gibi... 
Tanımını bizde bırakarak
ayrılmaları...
Hiç geri dönmemek üzere...






















21 haziran 2006